Cenk Akyoldaş, "Merkez Bankası, elindeki tüm araçları kullanarak kur tarafındaki baskıyı azaltmayı hedefliyor. Son dönemde rezervlerden yapılan yaklaşık 50 milyar dolarlık müdahale ile bu baskının önüne geçilmeye çalışıldı. Bu adım, geçiş döneminin hassasiyetle yönetildiğini gösteriyor. Kur baskısı belirgindi, rezervlerden ciddi müdahale geldi. Merkez Bankası, bu baskıyı azaltmak için agresif bir adım attı. Bu kararda piyasadan kopuk olmayan bir Merkez Bankası görüyoruz" diye konuştu.
'KARAR, PİYASAYA 'GEREKİRSE YİNE MÜDAHALE EDERİM' MESAJI'
Akyoldaş, "TCMB son toplantılarda faiz artışlarını daha sınırlı tutuyor. Ancak bu toplantıda 'veri odaklı hareket edeceğiz ve koşullar ne gerekiyorsa onu yapacağız' mesajı verdi. Bu karar, Merkez Bankası'nın piyasanın önünde hareket etmeye kararlı olduğunu gösteriyor. Artık kademeli değil, doğrudan ve güçlü hamlelerle ilerliyor. Bu geçiş döneminde kontrolü tamamen elinde tutmak istiyor" ifadelerini kullandı.
'ENFLASYON VE KUR ETKİLERİ DENGELENMELİ'
Akyoldaş, "Mart ayındaki PPK metninde faiz indirimi kapısı açık bırakıldı. Bu indirimlerin kur ve enflasyon üzerindeki etkilerinin dikkatle değerlendirilmesi gerekiyor. Rezervlerdeki erime, dövize olan talep ve siyasi atmosferin etkisiyle, bu kararlar geçici değilse de dikkatli planlanmalı. Daha önceki 200 baz puanlık artış tam anlamıyla yeterli etkiyi yaratmadı. Teknik olarak şu an 100 baz puanlık bir daha alan olsa da ben 250 baz puan bekliyordum. Görünen o ki Merkez Bankası bu boşluğu kapatma yoluna gitti" dedi.
Faiz artışının ardından BIST 100 endeksinde sınırlı bir geri çekilme yaşandığını ifade eden Akyoldaş, “Faiz artışı borsalar için her zaman kısa vadede baskı yaratır. Ancak bu, makro dengelerin kurulması açısından olumlu bir gelişme. Borsa bu dalgalanmayı sindirdikten sonra yeniden yukarı yönlü bir fiyatlama başlayabilir" diye konuştu.
'YURT DIŞINDAN OLUMLU SİNYALLER GELEBİLİR'
Uluslararası yatırım bankalarının kararı olumlu değerlendireceğini belirten Akyoldaş, “Yurt dışından kısa süre içinde raporlar düşmeye başlar. Bu karar, Türkiye'nin mevcut makroekonomik duruşunu koruma kararlılığı olarak algılanacaktır. Bu da yabancı yatırımcı güvenini destekler. FED'in faiz indirimine yönelik tutumu, şu anda faiz indirmek istemesine rağmen bunu gerçekleştiremediği yönündedir. Faiz indirimine yönelik bir istek var, ancak FED, enflasyonist baskılar oluşabileceği endişesi nedeniyle bu adımı atmakta temkinli davranmaktadır. Borçlanma maliyetlerini düşürmek ve hazineyi rahatlatmak istese de, mevcut yüksek faiz oranları ile enflasyonla mücadelede elde edilen kazanımları korumak amacıyla beklemek durumundadır" ifadelerini kullandı.
'FED, İSTEMESİNE RAĞMEN FAİZ İNDİREMİYOR'
ABD Merkez Bankası'nın (FED) mevcut para politikası duruşuna da değinen Akyoldaş, "FED'in faiz indirimi yönünde isteği bulunsa da, enflasyonist baskılar nedeniyle bu adımı atmakta temkinli davranıyor. FED faiz indirmek istiyor, çünkü borçlanma maliyetlerini düşürmek ve hazineyi rahatlatmak istiyor. Ancak enflasyonla mücadelede sağlanan kazanımları kaybetme riskinden çekindiği için adım atmıyor" dedi.