Belli ki giden kötü dönemi sona erdirecek bir Beşiktaş izleyeceğiz derken, maalesef tekrar başa saran bir Beşiktaş izlemeye mahkum olduk. Sonrasında baskılı bir 15-20 dakika ile başladı Beşiktaş fakat takımı derleyecek, toparlayacak bir orta saha oyuncusu olmaması; Rachid Ghezzal - Joao Mario kanatları ile uçulamayacağını anlamayan bir duruş vardı sahada. “Bahar göstermez, yazda dercesine” keder yazan bir takım görüntüsü olacağı aşikâr.
Ben maç öncesi “Crespo, Yusuf Sarı dikkat edilmeli” dedim, goller de bu iki oyuncudan geldi. Zorlu bir döneme girdik. Haftaya, olmazsa olmaz: bu takım Göztepe maçını deplasmanda olsa da kazanmalı diyorum. Maç seçen takım bence bu maçtan iyi bir skorla dönmeli.
Bunun yanında, Salih ileride dikine giden tek oyuncuydu. Defans zafiyeti nedeni ile Onur girip Salih çıktı. Bu değişiklik benim hiç hoşuma gitmedi. Sahada tek dikine gidip vuran oyuncu Salih’in çıkması, hocanın bence “neden?” sorusunun muhatabı olması gereken bir durumdu.
Beşiktaş 3’lü-değişken 4’lü kombinasyonda Felix’i de aradı bu akşam. Bir ilk: Başakşehir, Çağdaş Atan yönetiminde ilk büyük takım galibiyetini de bu akşam almış oldu. Alkışlar Beşiktaş diyorum. Bu takım bu sene bizi üzmeye devam ediyor. Radikal kararlar ile bir an önce değişiklikler olsun. Önümüzdeki sene bu vefakâr taraftar mutlu olsun.
Sonuç olarak iki takım da birbirlerine set oyunu ile üstünlük sağlamaya çalıştı. Hızlı, teknik becerisi yüksek, iki ayağı Beşiktaş’ta olmayan özellikte iki oyuncu ve birbirinden kopmayan oyuncu grubu maçı aldı. Tebrikler Başakşehir.